Kaan bir gün sınıfta yine Rahmetliyle kovalamaca oynamaktadır.
Fatihimiz o cüssesine rağmen dar alanlarda son derece çevik ve hızlıdır, Kaan yetişememektedir.
Çakallık edip kestirmeden gitmek için Kaan önce örtmen sandalyesine zıplar, oradan masasına basar ve Bruce Lee gibi uçaaaar….
….uçar uçmasınada, Fatih yerine gider tavandaki kolona kafayı çarpar.
Hem de öyle bir çarpar ki kolonun boyasını sıvasını deler geçer, kolonun kendisinden de bir parçayı söker, amele sümüğü ve boş patates çuvalı karışımı bir biçimde yere yapışır.
Sınıf önce gülmekten yarılır.
Kaan gak guk eder.
Hemen koşar yetişiriz, mağara‘da gorünür hasar yoktur, olamazdırda netekim ama her ihtimale karşı hastaneye gider – hafif beyin sarsıntısı geçirmiştir önemli bir şeyi yoktur.
Kaan’ın kolondan söktüğü yer tavandaki diğer ön ve arka ayak izleriyle beraber itinayla işaretlenir, ancak kahpe okul yönetimi daha sonra oraları boyatacaktır.